Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, "Yunanistan kendisine güveniyorsa üyesi olduğu Avrupa Birliği de teklif etti, birlikte üye olduğumuz NATO da teklif etti, cesareti varsa, tezlerinde kendisine güveniyorsa gelsin masaya otursun, haklı olduğunu orada herkesin önünde söylesin. Elbette bizim de söyleyeceklerimiz var. Zaten Yunanistan'ın da korktuğu bu" dedi.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Kongo Cumhuriyeti Dışişleri, İşbirliği ve Yurtdışındaki Kongolular Bakanı Jean-Claude Gakosso ile görüştü. Bakan Çavuşoğlu, görüşmenin ardından düzenlenen basın toplantısında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Doğu Akdeniz'deki gerilimle ilgili Yunanistan'ın son zamanlarda gerek NATO'da gerek Avrupa Birliği içindeki tüm inisiyatiflere "hayır" diyerek diyalogdan yana olmadığını net bir şekilde gösterdiğini belirten Çavuşoğlu, "Biz, tüm inisiyatiflere destek verdik. Ön koşulsuz bir şekilde diyaloğa hazır olduğumuzu net bir şekilde söyledik. En son NATO'nun inisiyatifine de 'evet' dedik. Yunanistan'da 'evet' dedi. NATO bir kere daha her iki tarafa dönüp 'bunu açıklayabilir miyiz?' diye sordu. Her iki tarafta 'evet' dedi. NATO bu açıklamayı yaptıktan sonra biz açıklamamızla bunu desteklediğimizi bir kere daha teyit ettik ama Yunanistan bunu reddetti. Burada samimiyet yok. Gerçekten artık Avrupa Birliği ülkeleri de çok sıkıldı. Yunanistan'ın uluslararası hukuk bakımından haklı olmadığını herkes söylemeye başladı. Biz tezlerimizi çok güzel bir şekilde gerek anlatıyoruz. Denizle ilgili adalar olsun, kıta sahanlığı olsun, kara sular olsun tartışmalı bölgeler çok var dünyada. Dünyada bu sorunlar nasıl çözülmüş, Yunanistan diğer ülkelerle nasıl antlaşmalar imzalamış hepsini göstererek güzel bir şekilde anlatıyoruz. Kendimize de güvendiğimiz için 'masada varız' diyoruz ama Yunanistan yanaşmıyor" diye konuştu.
"BİZİM TATBİKATIMIZ NATO KURALLARI ÇERÇEVESİNDE YAPILIYOR"
Yunanistan'ın sahada ve masada üstünlük sağlayamadığı, psikolojik üstünlüğü de kaybettiği için sürekli agresif tutum sergilediğine dikkat çeken Çavuşoğlu, şunları kaydetti:
"Nikos Dendias benim çok eskiden arkadaşım. 2003 yılından beri tanırım. Esasen yazdıklarıyla, söyledikleriyle Yunanistan Dışişleri Bakanı olarak şaşırtmıyor ama hangi şartta olursak olalım doğruları dürüst bir şekilde konuşmamız lazım. Ne halklarımızı kandıralım ne de dünyayı kandıralım. Kendimizi de kandırmayalım. Bugün tüm tatbikatlara baktığımız zaman ateşli de olur ateşsiz de olur, mühimmatlı da olur mühimmatsız tatbikatlar da olur. Bunu önceden deklare edersiniz, NAVTEX'inizi yayınlarsınız. Burada gerçek mühimmat da kullanılır, yine tatbikat mühimmatı da kullanılır. Bizim tatbikatımız NATO kuralları çerçevesinde yapılıyor. Bir NATO ülkesinin Dışişleri Bakanı, bunu çok iyi bilmesi gerekiyor. Burada dürüst davranmamız gerekiyor. Diğer taraftan bugün 10 kilometrekarelik bir adacığa 40 bin kilometrekare kıta sahanlığı talebinde bulunmak hangi uluslararası hukukta var? Hangi başka bir ülke bu kadar arsızca bu talepte bulunabiliyor? Dünyada böyle bir örneği yok. Aynı şekilde 6 millik karasuları üzerinde 10 millik hava sahası talep eden dünyada başka ülke yok."
"YUNANİSTAN CİDDİ BİR ZULÜM POLİTİKASI UYGULUYOR"
Yunanistan'ın Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi'ne ilişkin açıklamalarına tepki gösteren Çavuşoğlu, "Ayasofya konusunda daha önce de söyledik. Bize ders verebilecek en son ülke Yunanistan'dır. Çünkü başkentinde cami olmayan tek ülke Yunanistan'dır. Batı Trakya'daki camilere, müftülere ve oradaki tüm Müslüman topluluğuna ciddi bir zulüm politikası uyguluyor. Özellikle Türk kardeşlerimize, soydaşlarımıza. 'Ayasofya'nın kültür mirasını yok ediyor' diyor. İstanbul fetih edildikten bugüne kadar korunduysa bundan sonra neden yok edilsin? Kim korudu bugüne kadar? Ecdadımız korudu, biz koruduk. Bu konuda görüş belirtebilen UNESCO'dur. UNESCO ile yakın diyalog içindeyiz. Buralarda iftira atmak yerine dürüst davranırsak daha sağlıklı konuşuruz" şeklinde konuştu.
"CESARETİ VARSA, TEZLERİNDE KENDİSİNE GÜVENİYORSA GELSİN MASAYA OTURSUN"
Avrupa Konseyi'nin, İnsan Hakları Mahkemesi kararlarını uygulamayan Yunanistan'ı bir kez daha uyardığını anımsatan Bakan Çavuşoğlu, "Ege'de kaç tane göçmen bunların yüzünden öldü. Bunlar zannetti ki herkes destekleyecek. Ama son zamanlarda öyle bir duruma geldi ki BM, BM'nin uzmanlık kurumları, üyesi olduğu Avrupa Konseyi, Avrupa Birliği ve Avrupa Parlamentosu şiddetli bir şekilde kınadı, eleştirdi. Çünkü bunlar insani değil. Yunanistan'ın ve Dışişleri Bakanı'nın bu açıklamaları bizi şaşırtmıyor ama ibretlik. Bugün DHKP-C, PKK, FETÖ Atina sokaklarında, Yunanistan sokaklarında serbestçe dolaşıyor. Bizde Yunanistan'ın aleyhine bir faaliyet gösteren herhangi bir kurum veya kişi var mı? Müsaade etmeyiz biz hangi ülke olursa olsun. Bu konularda ilkeli davranmak gerekiyor. Yunanistan kendisine güveniyorsa üyesi olduğu Avrupa Birliği de teklif etti, birlikte üye olduğumuz NATO da teklif etti, cesareti varsa, tezlerinde kendisine güveniyorsa gelsin masaya otursun, haklı olduğunu orada herkesin önünde söylesin. Elbette bizim de söyleyeceklerimiz var. Zaten Yunanistan'ın da korktuğu bu" değerlendirmelerinde bulundu.
"PKK EN ÇOK KÜRT KARDEŞLERİMİZE ZULMETMİŞTİR"
Bakan Çavuşoğlu, Irak Kürt Bölgesel Yönetimi Başkanı Neçirvan Barzani'nin Ankara ziyaretine ilişkin soru üzerine şu ifadeleri kullandı:"Biz, her zaman söylüyoruz PKK en çok Kürt kardeşlerimize zulmetmiştir, onlara zarar vermiştir. Bunları da KDP ve Mesut Barzani, aynı şekilde Neçirvan Barzani, yani bölgesel yönetim söylemiştir. Esasen şu anda Kuzey Irak'ta da PKK en çok zararı Kürtlere veriyor. PKK, bin tane köyü elinde tutuyor. PKK'nın buradaki asıl hedefi Erbil yönetimini ele geçirmektir. Türkiye'deki bölücü faaliyetlerinin başarılı olamayacağını gördü. Bugün PKK, yine Barzanilerin söylediği gibi bir tutsak politikası uyguluyor. Yani zorla çocukları dağa götürüyor, eline silah veriyor. Barzani'nin Türkiye ziyaretinde de PKK ile mücadelede neler yapabileceğimizi görüştük. Türkiye'de, Suriye'de, Irak'ta, İran'da nerede olursa olsun teröristlerle Kürt kardeşlerimizi ayırt etmemiz lazım. Neçirvan Barzani'nin Türkiye ziyaretinde de kendisiyle niye görüştüğümüzü, masada onların bölgesel yönetiminin bayrağının da olduğu, neden olduğu, bu PKK'nın bayrağı gibi çok ağır eleştiriler de görüyoruz. Buradaki Kürt kardeşlerimizi PKK gibi görürsek hata içine düşmüş oluruz. Dolayısıyla burada Kürt düşmanlığı da olur. Biz, Kürt düşmanlığına karşıyız."