Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Milletimizin yeni anayasa beklentisini karşılamaya yönelik her türlü planlamayı yaptık. AK Parti bünyesinde bir anayasa komisyonu kurarak çalışmalarımızı somutlaştırdık, yol haritamızı belirledik." dedi.
Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı'nda düzenlenen Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Dünya Türk Girişimciler Kurultayı gala yemeğinde konuşan Davutoğlu, artık DEİK'in tüm organizasyonel yapısıyla dünya çapında bir örgüt haline dönüştüğünü ifade etti.
Şimdi de DEİK bünyesindeki özel amaçlı iki konseyden birinin Dünya Türk İş Kurultayı vesilesiyle yurtiçinde ve dışındaki iş adamlarıyla bir araya gelmekten son derece memnun olduklarını dile getiren Davutoğlu, "Dışişleri Bakanlığım döneminde de Başbakanlığım döneminde de yurtdışındaki iş dünyamızı, yurtdışındaki diasporamızın iş dünyası ayağını hep ülkemizin gücünün dışarıya yansıması olarak değerlendirdim ve hep onların yanında olmaya özel bir özen gösterdim." dedi.
Davutoğlu, çünkü iş adamlarının ürettiği her değerin Türkiye'nin yurtdışındaki potansiyelini çok daha etkin kullanmasına vesile teşkil ettiğini aktararak, şöyle devam etti:"Her birinize bir kez daha teşekkür ediyorum. Biz Türkiye'deki ve yurtdışındaki iş adamlarımızın her birini bu ülke için büyük bir değer olarak görüyor ve onların güçlerinin bir araya gelmesi suretiyle oluşturulan Türk Dünyası Dünya Türk İş Konseyi'ni çok önemli bir kurum olarak her zaman çalışmalarımızın ekseninde, merkezinde telakki ediyoruz. Kurduğunuz ortaklıklar, yatırımlarınız, taahhüt işleriniz ve ihracatınızla sizler, Türkiye'nin yüz akısınız, en büyük gücüsünüz. Sizlerin Türkiye'nin emeğini, alın terini, birikimini değerlendirerek yurtdışına açılmanız ülkemize çok değerli kazanımlar sağlıyor. Yurt dışında yerleşik Türk iş adamlarının birbirleriyle ve Türkiye'deki iş adamlarıyla bir araya gelmesini, politika yapıcılarla fikir alışverişinde bulunmasını çok önemsiyoruz. Biz toplumun her kesimiyle sık sık bir araya geliyoruz. Seçim öncesinde ve sonrasında en çok istişareye önem verdiğimiz toplum kesimlerinin başında da iş adamlarımız geldi. İş adamlarımızla seçim öncesinde programlarımızı oluştururken, hükümetimizin eylem programını oluştururken bir araya geldik, değerlendirmeler yaptık. Seçimden sonra da 1 Kasım'dan sonra da tekrar yine iş dünyamızın temsilcileriyle bir araya gelerek, bu eylem planımızın pratik alanda iş dünyamız için taşıdığı önemi değerlendirdik ve atacağımız adımları da birlikte tekrar gözden geçirdik. Bu anlamda DEİK'in tüm yönetici ve mensuplarına, diğer birçok kuruluşumuzla birlikte reformlara yönelik istişarelere katıldıkları ve katkı yaptıkları için şahsım, hükümetim ve milletim adına bir kez daha teşekkürü bir borç biliyorum."
KRİZLERİ DE AŞACAK GÜCE SAHİBİZ
Başbakan Ahmet Davutoğlu, bugün Türkiye için birinci önceliklerinin güven ve istikrar olduğuna işaret ederek, "Türkiye'deki demokratik siyaseti, güven ve istikrarı gözümüzün ışığı gibi koruyacağız. Ekonominin geleceği de toplumsal barışın geleceği de güven ve istikrarın korunmasına bağlıdır. Bunun için de yerinde sayan değil, hedefleri olan ve o doğrultuda sürekli ilerleyen, gelişen bir ülke olmak zorundayız. Biz reformcu karakterimizden, dünyadaki değişimleri okuyan ve ona göre Türkiye'nin ekonomisini, sosyal hayatını, siyasetini reformcu anlayışla yeniden şekillendirmekten bir adım dahi geri adım atmayacağız." şeklinde konuştu.
Davutoğlu, 2008'de, büyük buhrandan sonraki en büyük krizin yaşandığını hatırlatarak, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Dünyada ve Avrupa'da yönetimler sıkıntıları aşmakta büyük zorluklar yaşarken, Türkiye tüm bu krizleri milli iradeden aldığı güçle iktidarda bulunan AK Parti hükümetleri sayesinde aşabildi. Bütün dünyada küresel ölçekli büyük iflaslar, ağır sarsıntılar yaşandı. Biz böyle bir kriz ortamında büyümeye, kalkınmaya, üretime, istihdam oluşturmaya devam eden bir ülke olarak dimdik ayakta kaldık. O büyük kriz, Türkiye'yi nasıl teğet geçtiyse, krize rağmen nasıl 6,5 milyon insanımıza o günden bugüne istihdam ve iş imkanı sağladıysak, bugünkü arızi, bölgesel sorunlara, etrafımızdaki ateş çemberine rağmen bütün bu krizleri de aşacak güce sahibiz. Psikolojimizi değiştirmek isteyenler asla muratlarına eremeyecekler. 7 Haziran seçimleri sonrasında tek başına hükümet kuramamış olmamızdan kaynaklanan ortamı değerlendirmek ve bir kaos ortamı oluşturmak isteyenler asla başarıya ulaşamayacaklar. Nitekim 1 Kasım seçimleri onlara bu anlamda en güzel dersin milletimiz tarafından verildiği bir demokrasi şöleni oldu. Milletimize şükranlarımı bir kez daha ifade etmek istiyorum."
Şartlar ne olursa olsun demokrasiden, hukuk devletinden, üretimden, ihracattan, istihdamdan, sosyal barıştan, çalışma barışından gözlerini ayırmayacaklarını vurgulayan Davutoğlu, "Adaleti gözeten, vesayeti reddeden, toplumun ihtiyaç ve taleplerine uygun bir anayasa yapmaktan asla vazgeçmeyeceğiz. Terörle mücadelemizden, demokrasiyi geliştirme azmimizden ve kamu düzenini koruma irademizden asla vazgeçmeyeceğiz. Emin olunuz ki yaşanan arızi sorunların hiçbiri aşılmaz değildir. Yeter ki devlet ile millet arasına girmek isteyen şer odaklarının sesine kulak vermeyelim, yeter ki kaos isteyen, azmimizi kırmak, Türkiye'yi tökezletmek isteyen odakların seslerine kulak vermeyelim. Yeter ki toplumsal psikolojimizi kırmak isteyenlere ve moralimizi bozmak isteyenlere karşı omuz omuza duralım. Yeter ki devletimize, milletimize, vatandaşımıza ve en önemlisi birbirimize güvenelim. Birlikte aşamayacağımız sorun, engel ve kriz olmadığından emin olalım." ifadelerini kullandı.
BU MÜCADELE MİLLETİMİZİN, DEVLETİMİZİN TOPYEKÜN YENİDEN BİR VAROLUŞ MÜCADELESİDİR
Davutoğlu, Türkiye'nin çok doğru bir yolda olduğunu dile getirerek, ülkenin tüm zorluklara rağmen, etrafındaki ateş çemberine rağmen sağlam ve sarsılmaz bir iradeyle yoluna devam ettiğini söyledi.
Türkiye'nin kara propagandalara zerre kadar prim vermeyeceğini aktaran Davutoğlu, "Basiretiyle, ferasetiyle bütün tezgahları bozan milletimiz, şu anda oynanan oyunları da bertaraf edecektir. Esnafımız, işçimiz, memurumuz, çiftçimiz, şehirlimiz, köylümüz bütün vatandaşlarımız emin olsunlar ki Türkiye bir kez daha destan yazarak, bugünkü sorunları da aşacak, Cumhuriyetimizin 100. yılına hedefleri doğrultusunda yürüyecektir." diye konuştu.
Başbakan Davutoğlu, bu mücadelenin sadece hükümetin, güvenlik görevlilerinin mücadelesi olmadığına dikkati çekerek, şunları kaydetti:"Bu mücadele 78 milyon vatandaşımızın mücadelesidir. Bu mücadele sizlerin sesini, sermaye kesimlerinin, üretici kesimlerin, ticaret yapan, ihracat yapan kesimlerin sesini daha çok duymak istediğimiz bir mücadeledir. Bu mücadele sadece ekonomik bir mücadele değil, bu mücadele sadece siyasi bir mücadele değil, bu mücadele milletimizin, devletimizin topyekun yeniden bir var oluş mücadelesidir. Biz burada sadece kendi vatandaşlarımızın can ve mal emniyetini savunmuyoruz. Bütün insanlığın değerlerini müdafaa ediyoruz. Mazlumlara kucak açarak, zalimlere meydan okuyoruz. Avrupa Birliği Zirvesinde ve her forumda söylüyorum, arkasında 2,5 milyon kardeşini bütün varlığıyla bağrını açarak kucaklayan 78 milyonluk bir milletin azmini, misafirperverliğini taşıyan bir Başbakan olarak konuşmak bana her zaman büyük bir güç veriyor. Bütün milletimize şükran borçluyum."
KAOS VE KRİZ BEKLEYEN FELAKET TELLALLARINA KARŞI DAYANIŞMA İÇİNDE OLALIM
Başbakan Ahmet Davutoğlu, onun için Türkiye'nin bütün bu gayretine karşı terör odaklarını harekete geçirmek isteyenler olduğunu belirterek, "Türkiye ile hesabı olanların kiraladıkları terör örgütleriyle, lejyonerlerle mücadele ederek, mazlum küçük Asya'nın, Anadolu'nun, mazlum Balkanlar'ın, Ortadoğu'nun, Kafkaslar'ın bütün halklarının istiklal mücadelesini veriyoruz. Tarihin bu noktasında gelin yüreklerimizin sesini, vicdanlarımızın sesini birleştirelim. Kaos ve kriz bekleyen felaket tellallarına karşı en geniş anlamda dayanışma içinde olalım. Hiç çıkmadığımız kadar sokağa çıkalım. Özellikle buradan vurguluyorum. Bugünlerde bütün vatandaşlarımızın, yeise, karanlığa sevk edilmek istendiği günlerde, hepimiz sokaklara çıkalım, 'Omuz omuzayız, bir aradayız, hiçbir şekilde bu terör odaklarına teslim olmayacağız' diye haykıralım." şeklinde konuştu."Hiç gitmediğimiz kadar esnafımızın yanına gidelim. Hiç sormadığımız kadar komşularımızın halini, hatırını soralım. Hiç yapmadığımız kadar dayanışma içine girelim. Kalbi kırık kim varsa yanında olalım. Yüreğinde hüzün olan, acı olan kim varsa yanı başında olalım. Ahi Evran yolundan, kardeşlik yolundan gidelim ve mutlaka Hacı Bektaş-ı Veli Hazretleri'nin bize öğütlediği gibi, bir olalım, diri olalım, iri olalım. Birbirimize her zamankinden daha fazla kilitlenelim. Kenetlenelim, birleşelim" diyen Davutoğlu, güven ve istikrarın devam için en önemli unsurlardan birinin reformlar olduğunu söyledi.
Davutoğlu, tam anlamıyla bir reform hükümeti olduklarını ifade ederek, birinci nesil reformlarla, krizlerle boğuşan Türkiye'yi, atıl kapasiteyi en iyi şekilde kullanan bir ekonomik performansa taşıdıklarını aktardı.
Demokrasisi kısıtlanmış ve vesayet altındaki Türkiye'yi demokratik standartları yüksek bir Türkiye'ye taşıdıklarını dile getiren Davutoğlu, gelişmiş ülkelerle aralarındaki farkı hızla kapattıklarını söyledi.
Davutoğlu, "Türkiye'nin kabuğunu kırdık. Yüzünü, yönünü tüm dünyaya çevirdik. Her açıdan dünyaya açıldık ve bugün dünyanın her bir köşesinden, her biri birbirinden kıymetli, değerli, azimli iş adamlarımızı dünya başkenti İstanbul'da ağırlıyoruz. Dünyayı karış karış dolaştık. Diplomasiye derinlik kazandırdık. Ekonomik ve ticari ilişkileri artırdık. Biz böyle yaptık ve bunu sizinle, iş adamlarımızla birlikte gerçekleştirdik. Ben ve diğer bakan arkadaşlarımız her gittiğimiz yerde iş dünyamızın attığı adımları yakından takip ettik, ediyoruz. Bakınız bu doğrultuda 2002 yılında 163 olan dış temsilcilik sayımızı şu anda 234'e ulaştırdık. Türkiye dünya çapında en çok temsilciliği olan ülkeler sıralamasında 6. sıraya yükseldi. Sizlerin dünyanın neresinde iş yaparsanız yapın, başvuracağınız, selam vereceğiniz, destek alacağınız bir temsilciliğimiz yanı başınızda olsun. Gurur duyuyoruz." diye konuştu.
2002'den bugüne kadar yurtdışındaki ticaret müşaviri kadrosunu 3 katına çıkardıklarını, 17 ülkeyle yüksek düzeyli işbirliği konseyleri kurduklarını, küresel ölçekte işbirliği mekanizmalarını güçlendirdiklerini, 14 yılda 19 yeni serbest ticaret anlaşması imzaladıklarını aktaran Davutoğlu, halihazırda 12 ülke ve ülke grubu ile serbest ticaret anlaşması müzakerelerinin de devam ettiğini vurguladı.
Başbakan Davutoğlu, şöyle konuştu:"Vizesiz ziyaret edilen ülke sayısını 42'den 69'a çıkardık. Avrupa'ya vizesiz seyahati de inşallah en kısa zamanda gerçekleştirmek üzereyiz. Size bu müjdeyi de vermek inşallah en geç haziran ayında bize nasip olacak. Bizim en büyük güç kaynağımız, aynı zamanda en büyük hedefimiz, üzerinde ay yıldız olan her şeye değer katmaktır. Ay yıldızlı bayrağımızı zirvelere taşımaktır. Üzerinde ay yıldız olan paramızı değerli kılmaktır. Ay yıldızlı pasaportumuzu gururla, her havaalanında gösterip vizesiz şekilde her yere girebilmektir. Milli gelire oranla dünyada en fazla uluslararası yardım yapan ülkeyiz. Dünyanın en büyük ekonomisi değiliz ama gururla ifade ediyorum dünyada en fazla uluslararası yardım yapan ülke biziz. Dünyada en fazla mülteci ağırlayan ülke biziz. Helal paramızla, milletimizin helal parasıyla ödediği vergilerle biz dünyaya bir insanlık destanı veriyoruz, öğretiyoruz. Onlar bizden öğrenecekler mültecilere nasıl davranılacağını, onlar bizden öğrenecekler dünyanın her yerinde yetim başının nasıl okşandığını, mazlumlara nasıl yardıma koşulduğunu. Bunun için bütün bu yardımlarda iş dünyamızın katkısını da bildiğimden her birinize tekrar tekrar teşekkür ediyorum."
Bütün bunlar neticesinde uluslararası ticaret, yatırım, turizm gibi alanlarda rekorlar kırdıklarını ve ekonomiyi şaha kaldırdıklarını kaydeden Davutoğlu, "En hızlı büyüyen ülkeler arasında yerimizi aldık. Görülmemiş sayıda istihdam kapısı açtık. 2002 yılında 87,6 milyar dolar olan dış ticaret hacmimizi, 2015 yılında dünya ekonomisindeki daralmaya rağmen 351 milyar dolara yükselttik. 2002'de 36 milyar dolar olan ihracatımızı 2015 yılında 143 milyar dolar seviyesine çıkardık. 2002 yılında 1 milyar doların üzerinde ihracat yaptığımız ülke sayısı sadece 8 iken, 2015 yılında 32'ye yükseldi. Afrika, Ortadoğu, Güney Amerika gibi pazarlara açılma stratejilerimizle riskleri azaltmasaydık, geçmişteki küresel krizden bu kadar az etkilenmiş olmazdık" diye konuştu.
EN BÜYÜK KAYNAĞIMIZ SİZİN GİRİŞİMCİ RUHUNUZ
Bir bölgede ekonomi ve ticaret daralınca, başka alanlara yoğunlaştıklarını, Avrupa ekonomileri daraldığında 2008'den itibaren komşu bölgelere yöneldiklerini dile getiren Davutoğlu, şöyle devam etti:"Komşu bölgelerde jeopolitik riskler çıktığında, hep beraber sizinle birlikte Afrika'ya yöneldik. Yoğun diplomasi sayesinde uluslararası yatırımlarımızı ve dış ticaretimizi artırdık. Hiç unutmam, 2009 yılında Afrika'ya büyükelçilikler açma faaliyetimizi hızlandırdığımızda önemli bir Avrupa ülkesinin dışişleri bakanı özel bir görüşmede bana şunu sordu; 'Biz Afrika'daki büyükelçilerimizi büyük ölçüde kapatırken, sizin Afrika'da bu kadar büyükelçilik açmanızın sırrını merak ediyoruz'. Dedim ki 'Aramızdaki fark şu; siz 19. yüzyılda oralarda kazandığınız birikimleri ile büyük bir sermaye oluşturdunuz. Sömürge dönemlerinden beri kalan bir sermaye. Bizim elimizde ne büyük petrol ve doğalgaz rezervleri var ne de böyle sömürge dönemlerinden kalan büyük sermaye birikimlerimiz var. Bizim elimizde tek kaynağımız var, insanımızın girişimci ruhu. Bu girişimci insan birikimimiz bu gün Afrika'da ve dünyanın her yerinde hareket halinde. Siz bulunduğunuz başkentlerden bu ekonomik ilişkileri yönetirken, yönetmeye çalışırken bizim girişimci sınıfımız, dünyanın her yerinde seyrüsefer halinde. Benim dışişleri bakanı olarak görevim bu girişimci vatandaşlarımın gittiği her başkente al bayrağı dalgalandırmak, her yerde büyükelçiliklerle onlara hizmetler sunmak. Her başkente THY'yi ulaştırmak'. Hamdolsun bunu yaptık. En büyük kaynağımız sizin girişimci ruhunuzdur. Biraz önce bir işadamımız doğrudan masaya gelerek selfie çektirmeyi başarınca arkadaşlarla tebessüm ettik. 'İşte' dedik 'Girişimci ruh bu, engel tanımaz'. Tebrik ediyorum.Bizim girişimcilerimiz, iş adamlarımız hiçbir engel tanımaz. Okyanusları aşar, ummanları geçer, protokolü dahi geçip bize ulaşır. Aramıza protokol dahi giremez. Korumalar da giremez."
Bu nedenle bütün bu gümrük duvarlarını hep beraber aşacaklarını ve her yerde iş yapacaklarını kaydeden Davutoğlu, "Her yere bizim milletimizin girişimci ruhu kadar, merhametini şefkatini de götüreceğiz" dedi.
Davutoğlu, dış ticareti artırırken, cari açık oranını daha da azaltmak için, ülkenin katma değer zincirinde yukarıya çıkartacak, dış enerji kaynaklarına olan bağımlılığını azaltacak ve tasarrufları artıracak reformları uygulamaya koyduklarını söyledi.
Bu reformları gerçekleştirmeye devam edeceklerini vurgulayan Davutoğlu, "Büyüme ve yatırım rakamlarında da reformların semeresini görüyoruz. Türkiye ekonomisi 1993-2002 dönemindeki dünya ekonomisinin olağanüstü büyüdüğü, genişlediği bir dönemde sadece yüzde 3 büyümüştü. 2003-2014 yılları arasında ise dünya ekonomisinin daraldığı bir dönemde ve görülmemiş boyuttaki küresel krize karşın yıllık ortalama yüzde 4,7 büyüdük. Bu istihdam üreten, vatandaşımızın ekmeğini büyüten bir ekonomik kalkınma rakamı oldu" dedi.
Sadece küresel kriz sonrasında yaklaşık 6,5 milyon kişiye istihdam kapısı açtıklarını anlatan Ahmet Davutoğlu, OECD ülkeleri içinde Türkiye'nin, Amerika Birleşik Devletleri'nden sonra en fazla istihdam üreten ülke olduğunu söyledi.
Başbakan Davutoğlu, bu dönemde istihdam oranını da yüzde 40,4 seviyesinden, yüzde 46 seviyesine yükselttiklerini kaydederek, "1984-2002 arasında Türkiye'ye sadece 14,6 milyar dolar doğrudan yabancı yatırım gelmişti. 2003-2015 yıllarında ise 165,5 milyar dolar doğrudan yatırım geldi. 1974-2002 arasında yurtdışında üstlenilen müteahhitlik hizmetleri bedeli sadece 46 milyar dolardı. 2002-2015 yılları arasında ise tam 273 milyar dolarlık iş üstlenildi ve dünyada bu alanda en başarılı bir kaç ülkeden biri haline geldik" diye konuştu.
Bunların, güçlü bir siyasi irade ve o iradeyi takip eden, bazen de o iradeyi yönlendiren güçlü bir iş dünyası kadrosuyla gerçekleştirildiğini dile getiren Davutoğlu, şunları kaydetti: "Sizler olmasaydınız bunlar gerçekleşemezdi. Siz neredeyseniz siyasi irademiz orada olacak ve biz biliyoruz ki biz nereye 'Burası hedefinizdir' diye bir hedef gösterirsek, sizler de orada olacaksınız. Hiç tereddütümüz yok. Geçmişte dış politikamızı anlatırken, İstiklal Harbi'nden mülhem, 'Artık hattı müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır. Satıh ise bütün vatandır' ifadesinden hareketle, 'Artık hattı diplomasi yoktur, sathı diplomasi vardır. Satıh ise bütün dünyadır' demiştim. Şimdi de 'Artık hattı iktisat yoktur, sathı iktisat vardır. Satıh ise bütün dünyadır ve bu dünyayı fethedecek Türk girişimcileridir' diyorum. Sizler birinci nesil reformların getirdiği bu değişime çok yakından şahit oldunuz. Hatta bu değişimin en önemli aktörleri, özneleri siz oldunuz. Şimdi sıra ikinci nesil reformlarda. İkinci nesil reformlarla ekonomik anlamda Türkiye'yi orta gelir tuzağından çıkaracağız. Göreve gelir gelmez 2016 eylem planını kamuoyuyla paylaştık. Vaat ve reformlarımızı takvime bağladık. Reformların takibi için reform koordinasyon ve izleme kurulunu kurduk. O günden beri düzenli olarak kamuoyunun önüne çıktık. Vaat ve reformlardaki son durumu paylaştık. 'Yapacağız, edeceğiz' demekle kalmadık, bakın 3 ay geçti 'Yaptık' diyoruz. 'Bitirdik' diyoruz ve gururla ifade ediyorum 1 Kasım öncesinde seçim meydanlarında verdiğimiz bütün vaatleri yüzde 100 ölçeğinde tamamladık ve halkımızın huzuruna ak bir alınla çıktık."
Aksayan reformlar olursa gerekçeleriyle millete hesap verdiklerini kaydeden Ahmet Davutoğlu, "İş dünyamıza bir kez daha seslenmek istiyorum. Demokrasinin ve hukukun benimsendiği bir zeminde ekonomik kalkınmanın önünün açmak için gereken tüm düzenlemeleri yaptık ve yapıyoruz. İş adamlarımıza ve yatırımcılarımıza uygun ortamı oluşturmak, onları teşvik etmek için gereken adımları attık ve atıyoruz. Ayrıca atmamızı istediğiniz adım varsa, dünyadaki faaliyetlerinizi teşvik edecek, Türkiye'deki yatırımı, istihdamı artıracak bir adım varsa biliniz ki yapacağınız her tavsiyeyi dikkatle inceler, gerekli adımları atmaktan bir an bile tereddüt etmeyiz" ifadelerini kullandı.
Geçen hafta itibarıyla eylem planının 3 ayını tamamladıklarını aktaran Davutoğlu, "Pazartesi günü Bakanlar Kurulu'nda imzaladığımız yeni tasarımızın Meclise sevkiyle birlikte reformlarımızın yüzde 65'ini, vaatlerimizin ise tamamını gerçekleştirmiş olduk. Ayrıca 6 aylık ilan ettiğimiz reformların bir kısmını öne aldık ve onlarla birlikte onların da yaklaşık yüzde 20'sini yaptık, vize muafiyeti bağlamında atacağımız adımlarla bu reformları tamamlamış olacağız. Eğer bütçe görüşmelerinden dolayı Meclis tatile girmemiş olsaydı reformların da tamamını böylece gerçekleştirmiş olacaktık" dedi.
HAYATA GEÇİRİLEN REFORMLAR
Hayata geçirilen bütün bu reform ve vaatlerin insanları rahatlatacak ve toplumun her kesimine kazanımlar getirecek önemli adımlar olduğunu aktaran Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:"Asgari ücreti bin 300 liraya çıkardık. Bunun iş dünyası üzerindeki etkilerini minimize edebilmek için iş dünyamızla birlikte ek tedbirler aldık. Emeklilere yılda bin 200 Türk Lirası zam yaptık, esnafa 30 bin Türk Lirası faizsiz kredi uygulaması başlattık. Yemde ve gübrede KDV'yi kaldırdık. Lisans öğrencilerinin bursunu 330 liradan 400 liraya yükselttik. Öğrencilerimizin pasaport harçlarını kaldırdık, inşallah şimdi vizelerini de kaldıracağız. Gençlere 50 bin Türk Lirası karşılıksız maddi destek vermeye başladık. Yine gençlerimize 100 bin Türk Lirası kredi verdik ve krediye yüzde 85 kefalet imkanı getirdik. İlk kez işe giren gençlerimizin ücretlerini 1 yıl boyunca biz ödeyeceğiz. Sizlerden de ricam, gençlerimizi daha çok istihdam etmeniz ve Türkiye'deki bu yolla toplumsal barışa ve gençlerimizin geleceğine katkıda bulunmanız. İş kuran gençlerimize 3 yıl gelir vergisi muafiyeti getirdik. Son olarak salı günü grup toplantısında taşeron meselesiyle ilgili bir önemli müjde daha verdim. Uzun senelerdir Türkiye'nin ve çalışma hayatımızın gündeminde yer alan taşeron meselesini çözmek de elhamdülillah bize nasip oldu. Bildiğiniz gibi sadece asli işlerde çalışan kardeşlerimiz için düzenleme yapacağımızı vadetmiştik. Ancak yardımcı işlerde çalışan kardeşlerimizin taleplerini de göz önünde bulundurarak düzenlemenin kapsamını genişletmeye karar verdik ve genişlettik. Böylece asli iş, yardımcı iş ayrımı yapmadan bütün taşeron işçilerin taleplerini yerine getirdik. Gördüğünüz gibi biz, sadece verdiğimiz sözleri yerine getirmekle kalmıyor, imkanlarımız olduğunda ihtiyaç olduğunu gördüğümüzde de gerekli düzenlemeleri yapıp vaatlerimizin ötesine de geçiyoruz. Biz daha önce olduğu gibi bazı siyasi partilerin yaptığı gibi seçimi kazanmak için bol keseden atmıyoruz. Vaatlerimizde kılı kırk yarıyoruz, ancak bütçemizin el verdiğini görünce vadetmediğimiz adımları dahi atmaktan çekinmiyoruz. Bu düzenlemenin taşeron adı verilen tüm işçi ve emekçi kardeşlerimize hayırlı olmasını diliyorum. Allah bizi bu millete hizmet etme onurundan mahrum bırakmasın, işimizi, bütçemizi soframızı, bereketlendirsin."
MİLLETİMİZİN BEKLENTİLERİYLE UYUMLU BİR ANAYASAYI MECLİS'E SUNMAYI PLANLIYORUZ
Başbakan Davutoğlu, kendilerinin millete en büyük vaatlerinin yeni anayasa olduğunu ifade ederek, "Allah'ın izniyle verdiğimiz diğer sözleri nasıl yerine getirdiysek milletimize verdiğimiz yeni anayasa sözünü de mutlaka yerine getireceğiz" dedi.Seçimlerden sonra anayasayı birlikte yazabilmek amacıyla siyasi parti liderlerini ziyaret ederek yeni anayasa sürecini başlattıklarını anımsatan Davutoğlu, CHP'nin "sudan bahane ve dayatmalarla" komisyonun dağılmasına neden olduğunu söyledi.
Yeni anayasanın geniş bir mutabakatla, toplumun tüm kesimleriyle birlikte Anayasa Uzlaşma Komisyonu üzerinden yazılmasını tercih ettiklerini aktaran Davutoğlu, şunları kaydetti:"Hala bunu tercih ediyoruz ve bütün siyasi partilere de Anayasa Uzlaşma Komisyonu'na geri dönmeleri ve mutabakatla bir anayasa yapmaları çağrısında bulunuyoruz. Ancak maalesef CHP'nin dayatmaları ve ayak diremesi dolayısıyla komisyon çalışmalarına başlayamıyor ve bu anlamda zaman kaybediyoruz. Bu nedenle milletimizin yeni anayasa talebini karşılamak üzere AK Parti olarak çalışmalarımızı hızlandırmaya karar vermiş bulunuyoruz. Yetkili kurullarımızda çok verimli istişarelerde bulunarak milletimizin yeni anayasa beklentisini karşılamaya yönelik her türlü planlamayı yaptık. AK Parti bünyesinde bir anayasa komisyonu kurarak çalışmalarımızı somutlaştırdık, yol haritamızı belirledik. Bugün de bu komisyonun üyeleriyle uzun ve detaylı bir çalışmayı Dolmabahçe Ofisi'nde gerçekleştirdim. Önümüzdeki haftadan itibaren yazım heyetimiz çalışmalarına başlayacak. İnşallah önümüzdeki bir ay içinde bütün bu yazım çalışmalarını tamamlamayı planlıyoruz. Bu aşamada bize iş dünyamızdan da gelecek her türlü teklife açığız. Sivil toplumdan gelecek her türlü görüşe açığız. Mayıs, haziran gibi beklentimizin, milletimizin beklentileriyle uyumlu bir anayasayı meclise sunmayı planlıyoruz. Daha önceki aşamada zaten neredeyse on binlerce sayfaya ulaşan, bütün toplum kesimlerinden gelen talepleri de göz önünde bulunduracağız. İnsan onurunu koruyan, insan hak ve özgürlüklerini güçlendiren, güçler ayrılığını tahkim eden, hukukun üstünlüğü ilkesinden taviz vermeyen, yetki ve sorumluluk dengesinin kurulduğu, siyasal sistem olarak başkanlığı benimseyen, demokratik ve özgürlükçü bir anayasa için gereken her türlü adımı kararlılıkla atacağız. İnşallah bu çalışmalar neticesinde milletimiz nihayet kendi seçtiği milletvekilleri üzerinden özgürlükçü, demokratik ve sivil bir anayasaya kavuşmuş olacak, 12 Eylül'ün darbe anayasasını tarihin çöplüğüne atacağız."
SERBEST PİYASA KURALLARINDAN VE REKABETÇİ ANLAYIŞTAN KESİNLİKLE ÖDÜN VERMEYECEĞİZ
Başbakan Davutoğlu, yatırım ortamının iyileştirilmesi için ne gerekiyorsa yaptıklarını, atılması gereken adımları ve iş dünyasından gelen teklifleri de göz önünde tutarak birer birer yasalaştırdıklarını belirterek, istihdam ve iş gücünü teşvik eden kapsamlı düzenlemeler gerçekleştirdiklerini ifade etti.
Kamu maliyesinde ciddi bir reform çalışması yürüttüklerini, eğitimde nitelikli insan kaynağı ihtiyacını karşılamak için çalışmalarını sürdürdüklerini aktaran Davutoğlu, "Bütün bu çabalarımızda serbest piyasa kurallarından ve rekabetçi anlayıştan kesinlikle ödün vermeyeceğiz" dedi.
Türkiye'nin bu anlamda dünyayla bütünleşme yolunda doğru şekilde ilerlediğini anlatan Davutoğlu, "Bu ilerlemeyi sabote etmek isteyenler amaçlarına ulaşamayacak." dedi.
Başbakan Davutoğlu, 2015 yılında ekonominin beklenenin üzerinde performans sergilediğini, 2016 yılına dair yeni açıklanan verilerin kendilerine ümit verdiğini dile getirdi.
MALİ DİSİPLİNİMİZİ KORUYORUZ
Dün açıklanan ekonomik güven endeksinin iş dünyasının yüzünü güldürdüğünü aktaran Davutoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:"Endeks 2016 yılı mart ayında bir önceki aya göre, yüzde 9,5 arttı. Endeksin detaylarına göz attığımızda hizmet, perakende ticaret ve tüketici güven endekslerinde yükselme görüyoruz. Başka bir sevindirici haber daha var, 2015 yılı kasım ayından beri sanayi üretim endeksi de yüzümüzü güldürüyor. Takvim etkisinden arındırılmış endeks bir önceki yılın aynı ayına göre, kasım ayında yüzde 3,6 ve aralık ayında yüzde 4,6 artmıştır. Ocak ayında da sanayimiz bu başarılı performansını sürdürdü. Endeks, ocak ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 5,6 yükseldi. Bütün sanayicilerimizi tebrik ediyorum. Ana sanayi gruplarının tamamında da bu yükselişi görüyoruz. Bu gelişmeler Türkiye ekonomisine olan güvenin ve piyasadaki canlılığın devam ettiğini gösteriyor. Güven ve istikrar arttıkça yatırım ve üretim artıyor. Bu alanlarda gözlemlediğimiz canlanmanın bir benzeri dış ticarette de yaşanıyor. Şubat ayı itibarıyla dış ticaret verilerinde de canlanma görüyoruz. Geçici dış ticaret verilerine göre 2016 yılı şubat ayında ihracatımız bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 3'ün üzerinde yükseldi. Biz de hükümet olarak üzerimize düşeni yapıyoruz. Büyük bir dikkatle gereken her adımı atıyoruz. Bir yandan vaat ve reformlarımızı gerçekleştirirken bir yandan da mali disiplinimizi koruyoruz. Bakınız, geçici bütçenin 2 ayında mali disiplinden taviz vermedik. Biraz önce zikrettiğim vaatlerle birlikte düşününüz, bu vaatlerle birlikte mali disiplinden kopacağımızı zannedenler bu verilerle bir kez daha bizim ne kadar disiplinli bir yol takip ettiğimizi görerek şaşırdılar. Dikkatinizi çekerim, merkezi yönetim bütçemiz 2016 yılı şubat ayında 2.4 milyar Türk Lirası fazla verdi. Bırakın bütçe açığını, fazla verdik. Yılın ilk 2 ayında ocak ve şubat aylarında ise bütçe toplamda 6,6 milyar dolar Türk Lirası fazla verdik. Bu hem mali disiplinimiz sayesinde hem de emin olun Suriye'den gelen o yetimlerin başını okşamamız sayesinde, Allah bütçemizi bereketlendiriyor, milletimizin merhametini, şefkatini ödüllendiriyor. Mali disiplini kararlılıkla sürdüreceğiz, vaat ve reformlarımızdaki gerçekçiliğin, hesabı ince ince yaptığımızın en açık göstergesi bu verilerdir. Mali disiplini ekonomimizin istikrarı için en önemli çıpalardan biri olarak görüyoruz ve kamu maliyesindeki disiplinli duruşumuzu bundan sonra da sürdüreceğiz."
SON 14 YILIN EN YOĞUN İVMELİ İLİŞKİLERİNİ YAŞIYORUZ
Böyle bir coğrafyada yaşayan insanlar olarak tek boyutlu düşünmenin mümkün olmadığını belirten Davutoğlu, şöyle devam etti:"Emin olun sabahtan akşama hatta gece yarısı sürekli çalan telefonlarla zihnimizin bir köşesinde Doğu ve Güneydoğu'ya kamu düzenini tekrar getirmek için verdiğimiz mücadele var, diğer köşesinde -biraz önce buraya da biraz geç gelmeme sebebiyet verecek şekilde- Kuzey Irak'ta Musul yakınındaki Başika üssüne yapılan saldırı gibi her an yurtdışındaki gelişmeler var. Öbür köşesinde ekonomimizin günlük hatta saat bazlı akışı var. Diğer taraftan eğitimimize sağlanacak, sağlıkta yapılacak yeni atılımlar var. Bizim zihnimiz ve gönlümüz sadece ve sadece millete hizmetle dolu. Sadece ve sadece millete hizmet aşkıyla doludur. Herhangi bir şekilde başka bir gündemin esiri olmadık, olmayacağız. Kamu maliyesindeki disiplinli duruşumuzu bu anlamda sürdürecek, reel sektörün rekabet gücünü artıracak yatırım ortamını iyileştireceğiz."
Türkiye'nin, güven ve istikrarlı büyümesini ve kalkınmasını azimli bir şekilde sürdüreceğini, demokrasiden, insan hak ve özgürlüklerinden asla geri adım atmayacaklarını kaydeden Ahmet Davutoğlu, "Hukuk devletini de ekonomik kalkınma davasını da birbirinden ayırmadan savunacağız" dedi.
Türkiye ile AB ilişkilerinde de çok sevindirici gelişmeler olduğunu kaydeden Başbakan Davutoğlu, "Son 14 yılın en yoğun ivmeli ilişkilerini yaşıyoruz. Geçen hafta Türkiye-AB zirvesinde mutabık kaldığımız kararlar, Batılı yönetimlerin Suriyeli sığınmacılar meselesini daha farklı değerlendirmeye başladıklarını gösteriyor. Bu kararlar Batılı yönetimlerin Suriyeli göçmenler konusunda sorumluluk almaya başlaması bakımından çok önemli. Bu önemli bir adımdır. İnşallah arkası gelecek" diye konuştu.
VİZESİZ SEYAHAT
En geç 2016 Haziran ayı sonuna kadar Türk vatandaşlarının Avrupa'ya vizesiz seyahat imkanına kavuşacaklarını aktaran Davutoğlu, şöyle devam etti:"Sizin huzurunuzda bu imkanı en fazla ihtiyaç hisseden iş adamlarımızın huzurunda bir kez daha muhalefet liderlerine seslenmek istiyorum. 4 Mayıs'a kadar gerekli bütün reformları tamamlamamız lazım. 72 şarttan 37'sini yerine getirdik 35'i kaldı. Bu bir aylık, yaklaşık 40 günlük takvimde bu şartların yerine gelmesi için Meclis'e sevk ettiğimiz yasaların geçmesi konusunda muhalefetten destek beklemiyoruz, verirlerse çok iyi, verdikleri zaman da teşekkür ediyoruz ama en azında köstek olmamalarını rica ediyoruz. Meclis çalışmalarını sabote etmemelerini, durdurmamalarını, yavaşlatmamalarını istiyoruz. Ta ki 4 Mayıs'ta bu reformları tamamlayalım ve 4 Mayıs'tan itibaren AB içindeki mekanizma çalışmaya başlasın ve en geç haziran ayı sonunda bütün Türkiye Cumhuriyeti pasaportu taşıyan vatandaşlarımız için vizesiz bir şekilde Avrupa'ya başı dik pasaportu da göstere göstere girme imkanına sahip olalım. Türkiye'nin yarım asrı aşkın zamandır izlediği AB siyaseti artık hedefine varmak üzeredir. İnşallah bu reformlarını haziran ayı sonuna kadar tamamlayıp pasaportumuzla Avrupa'ya vizesiz şekilde girme imkanına kavuşacağız. Pasaportumuz her zamankinden daha değerli, her zamankinden daha itibarlı olacak. Yine Türkiye-AB zirvesinde 1 Temmuz'a kadar yani Hollanda dönem başkanlığı sırasında mali ve bütçesel hükümler başlıklı 33 numaralı faslın açılması kararını da aldık. Son 4 yıl içinde geçen kasım zirvesine kadar hiçbir faslı açamamıştık. Kasım zirvesinden 29 Kasım'daki ilk Türkiye-AB zirvesinden sonra 17. faslı açtık, inşallah 33. faslı da nisan ayı içinde açacağız."
"Son olarak zirvede Gümrük Birliğinin güncellenmesine yönelik irade teyit edildi ve Gümrük Birliği'nin Türkiye'nin menfaatlerine göz önüne alacak şekilde güncelleştirilmesi için gerekli çalışmalar başlatıldı" diyen Davutoğlu, Gümrük Birliği'nin yeni şartlara uyumlu hale getirileceğini ifade etti.
Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Kesinlikle TTIP çerçevesinde AB ile ABD arasında oluşacak olan pazarın dışında kalmayacağız. Bunun için gerekli her türlü adımı atacağız. Bu zirvenin hem AB hem Türkiye hem de Suriyeli göçmenler için hayırlı neticeler doğuracağına inanıyorum. AB siyasi ve iktisadi reformların motoru olmuştur. Bundan sonra da Hükümet programlarımızda AB sürecine öncelik vereceğiz" dedi.
İş adamlarının hükümetten beklentileri konusunda dile getirecekleri her şeyi dikkate aldıklarını ifade eden Başbakan Davutoğlu, kendilerinin iş adamlarından beklentilerinin yatırım, üretim, istihdam ve ihracat olduğunu kaydederek, sözlerini şöyle tamamladı:"Bu görev ve sorumluluklarınızın yanında sizden beklentimiz güven ve istikrarı, demokrasiyi, hukuk düzenini korumak, kollamak ve bu çerçevede bizlerle birlikte Türkiye'de özgürlükçü ve katılımcı bir demokrasi inşa etmektir. Bizler sosyal sorumluluklarımızı yerine getirmeden ülkemize borcumuzu ödemiş sayılmayız. 'Siyaset kurumunu savunmayan, sosyal adaleti savunmayan, insanı, emeği alın terini, gelir dağılımını, adaletini savunmayan, sağlamayan bir iş dünyamız olsun da her ne pahasına olursa olsun kalkınalım, zenginleşelim' diyemeyiz. Bizim için asıl olan insandır, insan onurudur, insan hukukudur. Demokrasiyle, hukukla, adaletle kalkınacağız. Misyonumuz, görevimiz siyasetten beklentimiz budur.
Konuşmamın sonunda iş dünyamıza bir kere daha teşekkür ediyorum. Hayırlı, bol, helal kazançlar diliyorum. Bugüne kadar olduğu gibi yine sizlerle birlikte bu ülkeyi kalkındırmaya, milletimize istihdam kapıları açmaya devam edeceğiz. Bu vesileyle kurultayınıza başarılar diliyor, hepinizi sevgiyle saygıyla selamlıyor, gittiğiniz ülkelerdeki dostlarımıza, kardeşlerimize selamlarımızı iletmenizi rica ediyorum."