Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayi Başkanı Prof. Dr. İsmail Demir, “Savunma sanayiinde yerlilik oranımız arttıkça, bağımsızlığımız ve masadaki müzakere gücümüz de artacaktır, artmaktadır” dedi.
Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayi Başkanlığı projesiyle Türk Havacılık ve Uzay Sanayii (TUSAŞ) tarafından üretilen taarruz ve taktik keşif helikopteri T129 ATAK’ın Emniyet Genel Müdürlüğü’ne ilk teslimi gerçekleştirildi. Teslim törenine, TBMM Milli Savunma Komisyonu Başkanı ve eski Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayi Başkanı Prof. Dr. İsmail Demir, Emniyet Genel Müdürü Mehmet Aktaş, Türk Uzay ve Havacılık Sanayi Genel Müdürü Temel Kotil ve yetkililer katıldı.
Saatte 281 kilometre azami seyir hızına, 537 kilometre menzile sahip olan T129 ATAK helikopteri, 3 saat havada kalabiliyor. Lazer ikaz alıcı ve diğer elektronik harp sistemleri ile donatılmış olan T129 ATAK helikopteri kullanıldığı alanlarda değişkenlik göstererek, taarruz, silahlı keşif, silahlı koruma, derin taarruz, hassas angaje, silahlı destek, hava savunma sistemlerini tahrip, emniyet/meskun mahal muharebesi rolleri üstlenebiliyor.
Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanı Prof. Dr. İsmail Demir, T129 ATAK Helikopterinin, Jandarma Genel Komutanlığı ve Kara Kuvvetleri Komutanlığının ardından Emniyet Genel Müdürlüğü envanterine girdiğini belirterek, “Teslimi yapılan helikopterler yakın dönemde güvelik güçlerimizin operasyonlarında etkin rol oynamış, sahip oldukları yeteneklerle bir kuvvet çarpanı olmuşlardır. Ülkemizde helikopter sanayii altyapısının kurulmasında çok önemli bir kilometre taşı olan ATAK projesi kapsamında başta merkezi görev bilgisayarı olmak üzere çok sayıda milli ekipman ve silah sisteminin yurt içinde üretimi gerçekleştirilmektedir” şeklinde konuştu.
“HEDEFİMİZ SADECE PLATFORMLARI YAPMAK DEĞİL, ALT SİSTEMLERİNİ VE ÖZELLİKLE KRİTİK TEKNOLOJİLERİ YERLİ-MİLLİ OLARAK GELİŞTİRMEKTİR”
ATAK helikopterinin bugün operasyon sahasında yerli akıllı mühimmatları ve ateş gücü ile aktif görev aldığını dile getiren Demir, şöyle konuştu:
“ATAK helikopterlerinde yapılan Faz-2 konfigürasyon çalışmalarıyla birlikte elektronik harp ve karşı tedbir yeteneği azami seviyeye ulaştırılmış, emniyet teşkilatımıza teslim edilen helikopterimiz de Faz-2 çerçevesinde teslim edilmektedir. Savunma sanayii çeşitli merhale ve adımlarla olgunlaşmaya doğru giden bir sanayii, ATAK ortak bir çalışma, ortak bir üretimdi. Ama bu adımı iyi bir merdiven olarak kullandığınızda kendi milli helikopterlerinizi geliştirmekle ilgili önemli yetenekler kazanmanız mümkün ki, TUSAŞ bugün bunu gerçekleştirmenin haklı gururunu taşıyor. Bu açıdan da tebrik ediyor ve milli helikopterlerimizin tamamen yerli üretimle gerçekleştirilmiş olduğu günleri de bekliyoruz. Hedefimiz sadece platformları yapmak değil, alt sistemlerini ve özellikle kritik teknolojileri yerli-milli olarak geliştirmektir. Özellikle üzerinde durduğumuz kavram şu; bizim stratejik ve kritik teknolojilerde yabancı bağımlılığına asla ve kat’a tahammülümüz yoktur. Bu konuda kararlıyız ve devam edeceğiz. Bu nedenle helikopterlerimizin kullanılması için tasarlanan motorumuz TS-1400’ün çalışmaları devam etmekte. Bundan sonraki hedefimiz helikopterlerimizle entegrasyonunu sağlayarak gökyüzünde hür ve özgür uçmasını, yerli motorlarla uçmasını sağlamaktır.”
“SAVUNMA SANAYİİNDE YERLİLİK ORANIMIZ ARTTIKÇA, BAĞIMSIZLIĞIMIZ VE MASADAKİ MÜZAKERE GÜCÜMÜZ DE ARTACAKTIR, ARTMAKTADIR”
Türkiye’nin, küresel tedarikçilerin çıkardığı tüm zorluklara ve uyguladığı gizli-açık ambargolara rağmen, güvenlik güçlerinin operasyonlarını rahatça yapabilmesini, savunma sanayinde tüm paydaşları ile birlikte bu dönemde elde ettiği ilerlemeye borçlu olduğunun altını çizen Demir, “Savunma sanayiinde yerlilik oranımız arttıkça, bağımsızlığımız ve masadaki müzakere gücümüz de artacaktır, artmaktadır. Dış politikada Türkiye’nin bölgesinde önde gelen güç olduğu gerçeği daha büyük oranda kabul görmekte ve milli çıkarlarımızı savunma konusunda kararlı duruşumuza destek olmakta, güç katmaktadır. Bugün savuma sanayiimiz yaptığı atılımla dünyanın ilgiyle takip ettiği bir konuma gelmiştir. Ülkemiz savunma sanayiinde, teknoloji ithal eden değil, teknoloji ihraç eden bir ülke konumuna doğru emin adımlarla yürümeye devam etmektedir” değerlendirmesinde bulundu.
“TUSAŞ TARAFINDAN ÜRETİLEN, MENZİLİ ARTIRILMIŞ İKİ ADET ANKA SİHA’YI DENİZ KUVVETLERİ KOMUTANLIĞIMIZA TESLİM ETTİK”
Bu hafta içerisinde TUSAŞ tarafından üretilen menzili artırılmış iki adet ANKA SİHA’yı Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’na teslim ettiklerini anlatan Demir, şu ifadeleri kullandı:
“Yerli ve milli imkanlarla üretilen İHA’larımız, SİHA’larımız, onlara entegre edilen çeşitli silah sistemlerimiz ve elektronik kabiliyetler, Helikopterlerimiz, mühimmatlarımız güvenlik güçlerimizin sahada operasyon kabiliyetini en üst düzeye çıkarmış, geliştirmeye devam edeceğimiz ileri teknoloji donanımlarıyla daha da yukarılara taşımaya devam edecektir. Bu hafta içerisinde, TUSAŞ tarafından üretilen, menzili artırılmış iki adet ANKA SİHA’yı Deniz Kuvvetleri Komutanlığımıza teslim ederek gökyüzündeki gözcülerimizi arttırmayı sürdürdük. ANKA’lar mavi vatan savunmasındaki görevini artırarak sürdürmeye devam edecektir. Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde oluşturulan ‘Küresel Güç Vizyonu’na uygun olarak yol gösterici bir Türkiye için; yerli ve milli üretimde öncü olarak hedeflerimize ulaşacağımıza yürekten inanıyorum.”
"ENVANTERİMİZİ HER GEÇEN GÜN GÜÇLENDİRMEKTEYİZ"
Emniyet Genel Müdürü Mehmet Aktaş ise, emniyet teşkilatının kara, hava ve denizde huzur ve güvenliğin temini noktasında her geçen gün gücüne güç kattığını bildirerek, “Türk polisinin gökyüzündeki gücü olan sürekli yeni teknolojilerle kendimizi güncellemekte milletimize daha ileri seviyede güvenlik hizmeti vermenin gayretiyle envanterimizi her geçen gün güçlendirmekteyiz” diye konuştu.
Envantere kattıkları hava araçlarının sayı ve araç niteliğinin artmasıyla sadece terörle mücadele değil, narkotik suçlar, organize suç örgütleri ve insan kaçakçılığıyla mücadele ve her türlü polisiye operasyonel faaliyetlerinde daha hızlı, daha etkin hareket kabiliyeti elde ettiklerini dile getiren Aktaş, şu ifadeleri kullandı:
“2022 sonuna kadar tamamını teslim alacağımız toplamda 9 tane olacak ATAK helikopterlerimizin ilkini bugün teslim alıyoruz. Helikopterlerimiz Ankara merkezli yönetilecek olup Diyarbakır, Van, Şırnak ve Hakkari illeri öncelikli olmak üzere bölge illerinde hareketli filo olarak görevlendirilecekler. Bununla birlikte hava araçlarında kullanılan dost düşman karma sistemi ve kriptolu telsiz gibi milli kripto kullanan cihazların teşkilatımız tarafından kullanılabilmesi ve işletilebilmesi için Milli Savunma Bakanlığı ile kripto protokolümüz imzalanmıştır.”
“(T129 ATAK) İNŞALLAH SAHADA ÇOK GÜZEL BİR PERFORMANS GÖSTERECEK”
Türk Havacılık ve Uzay Sanayii Genel Müdür Temel Kotil de, teslim edilen helikopterin T129 ATAK FAZ-2 olduğunu, ATAK’ın hem lazer hem de radar ikaz sistemiyle donatıldığını, ayrıca elektronik harp sistemini de barındırdığını belirterek, “İnşallah sahada çok güzel bir performans gösterecek. ATAK helikopterleri bildiğiniz gibi yüksek irtifada performansı yönünden en iyi olan bir helikopterdir” ifadelerini kullandı.
Kotil, ATAK’ların Türkiye ve yakın coğrafyada çok güzel hizmet vereceğini aktararak, Emniyet Genel Müdürlüğü’ne toplamda 3 helikopter teslim edileceğini kaydederek, “Bundan sonraki iki helikopterimizi de Mart ayı içerisinde teslim edeceğiz” dedi.
Kotil, TUSAŞ bünyesinde gerçekleştirilen ve devam eden projelere değinerek, şunları kaydetti:
“Bizim birçok projemiz var. ATAK-2 dediğimiz büyük helikopterimiz 2023 yılında ilk uçuşunu yapacak, 11 tonluk bir helikopter. Bu helikopter projesinin dışında HÜRJET’imiz var, o da inşallah 2022’nin sonunda ilk uçuşu yapıyor. Milli Muharip Uçağımız Allah’ın izniyle 18 Mart 2023’te motor çalıştırıp burada taksi yapacak.”
Öte yandan, teslim töreninde TUSAŞ tarafından yürütülen projeler arasında olan "T629 İnsansız Taarruz Helikopteri" de dikkat çekti.