Ana Sayfa Siyaset Gündem Asayiş Ekonomi Eğitim Kültür-Sanat Spor Türkiye Erzurum Türküleri
‘Atatürk’ü anlamak Cumhuriyet'e sahip çıkmaktır’
‘Atatürk’ü anlamak Cumhuriyet'e sahip çıkmaktır’
Çiftçi: Atatürk’ü minnetle anıyorum
Çiftçi: Atatürk’ü minnetle anıyorum
Erzurumspor ve Kutlu’dan 10 Kasım mesajı
Erzurumspor ve Kutlu’dan 10 Kasım mesajı
Aydemir: Atatürk’ü Şükranla yad ediyoruz
Aydemir: Atatürk’ü Şükranla yad ediyoruz
Erzurum’dan 10 ayda 53 ülkeye ihracat
Erzurum’dan 10 ayda 53 ülkeye ihracat
HABERLER>EKONOMİ
2 Mayıs 2017 Salı - 10:59

Emsen: ‘Batı’nın ekonomik kurtuluşu Doğu’dan geçer’

Atatürk üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İktisat Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ö. Selçuk Emsen Batı’nın kurtuluşunun Doğu’dan geçtiğine vurgu yaparak, Erzurum, bölge ve Türkiye ekonomisi üzerine önemli değerlendirmelerde bulundu.

Emsen: ‘Batı’nın ekonomik kurtuluşu Doğu’dan geçer’

Batı’nın kurtuluşunun Doğu’dan, Doğu’nun kurtuluşunun ise devletin bölgede öncü yatırımlar yapması ile gerçekleşeceğinin altını çizen Atatürk üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İktisat Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ö. Selçuk Emsen, referandum sonrası beklentileri GÜNEBAKIŞ’a paylaştı.  

Emsen, “Doğu Anadolu Bölgesi’ne vergi kolaylığı sağlanmalı, enerji kolaylığı sağlanmalı, iklimin getirdiği dezavantajlar tolere edilmeli ve yine altını çize çize öncü yatırım dediğimiz yatırımlar dikkate alınarak bir hamle yapılmalıdır. Buralar biraz kayırılmalı tabiri caizse torpilli davranmalı ki Batı’nın kurtuluşu inanın Doğu’dan geçmektedir” dedi.

“SEÇİM GENEL OLARAK BELİRSİZLİK DEMEKTİR”

Seçim sonrası ortaya çıkacak yapının bilinmezliğini siyasetin iktisada olan etkisi olarak belirten Emsen, “Seçim genel olarak belirsizlik demektir, önce bunun tanımını yapalım. Hangi seçim olursa olsun, sandıktan ne çıkacağı bilinmezdir, eğer bilinmiş olsa adı üstünde zaten seçim olmazdı. Dolayısıyla seçimin akabinde ortaya çıkacak yapının bilinememezliği iktisadi anlamda, buna siyasetin iktisada etkisi diyoruz. Türkiye seçim safhasını da atlattı, öyle bakmak lazım ve onunda hemen piyasalarda satın alındığını görmekteyiz. Örneğin dolarda ivmenin aşağıya yönelmiş olması, devamında şöyle de düşünmek lazım, işte borsanın coşması. Fakat bunları yan yana koyduğumuzda burada iç ekonomi etkili olduğu kadar, dış ekonomi, dış olaylar, dış siyasette etkili. Şöyle söylemek gerekirse, dövize endeksli bir ekonomiden baktığımızda referandum ile o belirsizlik ortamının kalkması dövizi düşürdü, ama haziran ayı için net bir şey söyleme şansına sahip değiliz veya Kuzey Kore’ye yönelik bir operasyonun ortaya çıkacak olması konusunda bir belirsizlik, hemen güvenli liman altına yönelim eğilimi toplumlarda yükselmekte. İşte bu global ekonomi” diye söyledi.

YAPISAL REFORMLARA GİDİLMESİ GEREK

Seçim safhasını atlatan Türkiye’nin önündeki süreçlere bakarak, yapısal reformlara gitmesi gerektiğini vurgulayan Emsen, “  Türkiye ekonomisi özelinde baktığımız zaman dediğimiz gibi seçim yükü üzerinden kalktı. Burada ivedi bir şekilde, bunu sadece biz söylemiyoruz, aklıselim dediğimiz kişilerde söylemekte örneğin Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek de dâhil; reformist, yapısal reformlara gidilmesi gerektiğinden bahsetmekte. Dolayısıyla biz önümüze bakmak durumundayız bunun için: 1- çok iyi bir mali reform yasasını mutlaka geçirmek durumundayız, 2-  finansallaşmayı özellikle de biz uzun yıllar yani son10-15 yıldır dünyadan muazzam fon çekebilmiş bir ülkeyiz. Bunu ise dünyaya verdiğimiz güvenle sağladık. Şuanda o platformun üzerinde bu reformist hareketleri yani dünyaya o güveni sağlayabilecek davranışları sergilemekle mükellefiz. 3’üncü maddemiz ise Avrupa Birliği. Öncelikle AB’ye müracaat eden biziz,  bunun tanımını çok iyi yapmak lazım. Avrupa Birliği bizi ötelemekte, elbette haksız olduğu noktaları inkâr edemeyiz. Ama şunu ihmal etmemeliyiz; Avrupa Birliği ile ilişkilerden dolayı Türkiye gerçekten muazzam derecede bir yabancı sermaye çekti ve o yabancı sermaye çekişe de biz ciddi anlamda mahkûmuz. Özellikle borç çevirimi, ihracatın ithalatı karşılayamaması dolayısıyla yapısal üretim alanlarında Avrupa Birliği çıpası diyoruz bunun sürdürülebilirliği de önemlidir. Mutlak üye olmak değil, fakat onun getirmiş olduğu manifesto diyelim veya onun getirmiş olduğu kurallar bütünlüğüne yani ideal ülke esaslarına uygun normları bir an önce hayatiyete geçirmek ve dolayısıyla bu finansal süreci sürdürebilmek durumundayız” ifadelerine yer verdi.  

TÜRKİYE ENERJİDE DIŞA BAĞLI EKONOMİ KONUMUNDA

Türkiye’nin enerji de muazzam bir şekilde dışa bağlı konumda olduğunu belirten Emsen, alternatif enerji noktasında ne yapıldığını sorguladı. Emsen, “ Yapısal reform dedik bunun iktisadi boyutu bizim için çok önemli. Biz hep söylemde kalıyoruz. Sanayide veya Türkiye’nin ihtiyaç duyduğu alanlarda bir tık atmamız lazım. Türkiye enerjide muazzam bir şekilde dışa bağlı ekonomi konumunda. Peki, alternatif enerji konusunda ne yapıyoruz.  Sadece güneşimiz bol, rüzgârımız bol, jeotermalimiz bol ama bunun iktisadi dönüşümünü sağlayabildiğinizde siz petrole bağımlılığınızı, gaza bağımlılığınızı azalttığınızda yani yabancı sermayeyi ülkeye çektiğiniz an ithalatı azaltıcı bir büyüme modeli geliştirmiş olursunuz. İşte bunun için yapısal reformların düşünülmesi lazım, bir boyutu budur” dedi.

BÖLGESEL DENGESİZLİK TÜRKİYE’DE KANGREN BOYUTUNDA

Bölgesel dengesizliğin Türkiye’nin en önemli sorunlarından biri olduğuna değinen Emsen, Batı’da sıkışan yatırımların Doğu’da göçe neden olduğunu söyleyerek, “ İkinci bir boyut ise Türkiye’nin kangren olan en önemli boyutlarından birisi ise bölgesel dengesizlik. Şöyle ifade etmek gerekirse insanın fıtratında güzele koşmak söz konusudur. Şimdi Türkiye’nin güzeli Marmara Bölgesi, yani iktisadi aktivite yüksek, iş bulma olasılığı yüksek, daha yüksek yaşam standardına sahip bir bölge. Türkiye’de de yatırımlar batıya sıkışınca güzele koşma eğilimi başlıyor. Bu kez de Doğu boşalmaya başladı, yani göç ve tüm iktisatçılar o söylediğimin aksini söyler. Yani baktığımız zaman moda akımın söylemini kullanmak çok kolaydır. Moda iktisat kavramında Liberalizm söz konusu, devlet her şeyden elini eteğini çekmeli. Bende diyorum ki bu moda iktisat kavramını Doğu için devlet ihmal etmek zorunda. Çünkü Doğu’da sıkıntı çok; a- işgücü gidiyor zaten, b- sermaye gidiyor, yani kapitali oluşturan kişi Doğu’da büyük işletme kuracağına Batı’da orta boy işletme olmayı tercih ediyor.  Zaman biz diyoruz ki devlet Doğu’ya bu anlamda şaşı bakmamalı, yeni ifadem bu. Yani o liberal mantıkla bakmamalı. Biz 1980’de liberal reçeteleri amentü gibi kabul ettik, ama istisnalar söz konusu. Bunun en önemli örneği Japonya. Japonya’da devlet eliyle kalkınma modelleri uygulandı. Kore’de, eski Sovyetler ’de uygulandı. Dolayısıyla biz devlete şunu ifade ediyoruz; burada iş gücü, sermaye gitmekte en önemli unsur girişimci bulunamamakta.  Topyekûn hepsi gidince bölge adeta topal ördek konumuna düşmektedir. Devletten ciddi anlamda bölgenin en önemli ricası bu olmalıdır. Bu konuda devletin Batı’da ki o yığılma, o kaosa, karmaşıklığa müdahale etmesi gerekir” ifadelerini kullandı.

“BATI’NIN KURTULUŞU DOĞU’DAN GEÇER”

Batı’nın kurtuluşunun Doğu’dan, Doğu’nun kurtuluşunun ise bölgede yapılacak öncü yatırımlardan geçtiğinin altını çizen Emsen, “ Biz diyoruz ki Batı’nın kurtuluşu Doğu’dan geçer, Doğu’nun da kurtuluşu devletin öncü yatırım yapmasından geçer. Benim iddiam bu, dolayısıyla bu liberal kafayı Doğu için bırakacağız. Referandum sonrası bu yapısal reformlar gündemde ise bölge milletvekillerinin de bu konu ile ilgili devletten ricaları olmalıdır. Bölgeye özgü, bölgeden istikbal vadeden birkaç sektör seçilecek ve o sektörler canlandırılacak reçete bu. Halkta görüp tasnif edecek çünkü temel motivasyon bu. Dolayısıyla referandum sonrası ben Doğu içinde ümitliyim. Devletin ilgisine nail olabileceğine inanmaktayım. Doğu derken ciddi anlamda, asıl doğu Doğu Anadolu Bölgesi. Güneydoğu hemen akıllara gelse de doğu deyince asıl sıkıntı Kuzeydoğu Anadolu çizgisi. Erzurum, Erzincan, Kars, Ardahan, Gümüşhane, Bayburt, Ağrı, Iğdır bu iller biraz daha kayırılmalı yani,  vergi kolaylığı sağlanmalı, enerji kolaylığı sağlanmalı, iklimin getirdiği dezavantajlar tolere edilmeli ve yine altını çize çize öncü yatırım dediğimiz yatırımlar dikkate alınarak bir hamle yapılmalıdır. Buralar biraz kayırılmalı tabiri caizse torpilli davranmalı ki Batı’nın kurtuluşu inanın Doğu’dan geçmektedir. İlkim dezavantajı yenilebilir. Buna en büyük örnek Norveç’tir. Evet Türkiye’nin katma değeri en yüksek illeri Batı’da altyapıyı da hak ediyorlar ama Batı’nın o altyapı keşmekeşini çözmek için yaptığınız her yatırım Doğu’nun daha da boşalmasına sebep olmaktadır” diye konuştu.

 
Ziraat Fakültesi Dünya Markası olma yolunda
 
Totik'ten yerli otomobil açıklaması
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
KATEGORİDEKİ DİĞER HABERLER
Erzurum’dan 4 ayda 6 milyonluk ihracat
Türkiye ihracatçılar Meclisi Nisan ayı Erzurum ihracat verilerini paylaştı.
Nisan Ayı Erzurum Sektörel verileri açıklandı
Erzurum’da bu yılın ilk dört ayında gerçekleştirilen ihracat değeri, 2016 ...
Erzurum’un rakibi yok..!
Doğu Anadolu Bölgesinin 14 ilinde tescil edilen coğrafi işaretlerin 8’i ...
 
Erzurum dış ticarette rekor kırdı
Erzurum’a yılın ilk üç ayı bazında 22.8 milyon TL tutarında dış ticaret ...
Erzurum’da öncelik eğitim ve sağlıkta
Maliye Bakanlığı Muhasebat Genel Müdürlüğü 2017 ocak-mart dönemi kamu ...
Erzurum vergi mükellefi sayısında artış
Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığı 2017 mart dönemi faal vergi mükellefi verilerini paylaştı
 
Erzurum fark attı
Maliye Bakanlığı 2017 ocak-mart dönemi denge verilerini paylaştı. Erzurum’da ...
Erzurum'dan 7 yılda 732 marka
Erzurum’da 2010-2016 yıllarında toplam 732 marka tescil belgesi aldı. ...
Erzurum bölge ortalamalarını geride bıraktı
Maliye Bakanlığı Muhasebat genel Müdürlüğü 2017 mart dönemi Erzurum bazlı ...
 
ÇOK YORUMLANANLAR
ARŞİV
ÇOK OKUNANLAR
Ana Sayfa Siyaset Gündem Asayiş Ekonomi Eğitim Kültür-Sanat Spor Türkiye Erzurum Türküleri
KünyeKünye FacebookFacebook TwitterTwitter Günün HaberleriGünün Haberleri