Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Oktay Özgül, yok edilen kültürel mirasla dikkat çekti
Erzincan’da kaçak kazılar ve bilinçsizlik kültürel mirası yok ediyor. Kısa bir süre önce yayımlanan Uluslararası Erzincan Tarihi Sempozyumu Bildiri Kitabında; Erzincan’ın Tercan ilçesinde bulunan ve Urartular döneminde inşa edilen Yollarüstü Kalesinin kaçak kazılar ve bilinçsizlik yüzünden yok olduğu belirtilerek, “Kesme taşlardan inşa edilen kalenin kesme taşları yerinden sökülerek köy evlerinin yapımında kullanılmış. Yollarüstü Kaya Mezarının yol çalışmaları kapsamında yok edilmesi, kalenin mimari boyutunun ortaya çıkarılmasına büyük oranda engel olmuştur. Gerekli kurumlara ikazların yapılmasına rağmen duyarlılık gösterilmemesi de ayrıca üzerinde düşünülmesi gereken bir durumdur” bilgisine yer verildi.
Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi’nde geçtiğimiz 26-28 Eylül 2019 tarihinde çok sayıda akademisyenin katılımıyla gerçekleşen “Uluslararası Erzincan Tarihi Sempozyumu”nun sonuç bildirge kitabı Erzincan Valiliği himayesinde yayımlandı.
Kitapta, Erzincan ve bölge tarihine ışık tutacak çok sayıda bilimsel araştırma yer aldı.
Yayımlanan araştırmalar arasında Erzurum Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü’nden Doç. Dr. Oktay Özgül, yok edilen kültürel miraslara dikkat çekti.
Doç. Dr. Oktay Özgül’ün “Yok Edilen Tarih; Yollarüstü Kalesi” başlığıyla yayımlanan bilimsel araştırmasında, kaçak kazılar ve bilinçsizliğin kültürel mirası yok ettiği belirtildi.
Özgül, Erzincan’ın Tercan ilçesinde bulunan ve Urartular döneminde inşa edilen Yollarüstü Kalesiyle ilgili şu bilgilere yer verdi: “Urartular stratejik doğal yollara, tarım için uygun topraklara ve demir, bakır, altın gibi zengin maden yataklarına sahip olan Erzincan bölgesinde hakimiyetlerini kalıcı kılmak için faaliyetlere başlamıştır. Daha önceden var olan kaleleri tamir ederek güçlendiren Urartular, bununla birlikte yeni kaleleri de inşa etmişlerdir. Tercan Ovası’nın batı kısmında Yollarüstü Kalesi de bu faaliyetlerin bir sonucu olarak inşa edilmiştir. Kalede yaptığımız ilk çalışmalarda Urartu merkezi yönetim birimlerinde karşımıza çıkan kaya mezarının varlığı tespit edilmiştir. Ancak kalenin eteklerinden geçirilen yol çalışmalarında iş makineleri tarafından kaya mezarının yok edildiğini üzüntüyle gördük. Erzincan ili, Doğu Anadolu Bölgesinin kuzeybatısında yer almaktadır. Erzincan, kuzeyde Bayburt, Gümüşhane, Giresun illeri; doğuda Erzurum, güneyde Bingöl ve Tunceli; güneybatıda Elazığ ve Malatya; batıda ise Sivas ili ile sınır komşusudur. Bulunduğu yer itibariyle Doğu Anadolu, İç Anadolu ve Karadeniz bölgelerinin birbirlerine yaklaştığı konumda yer alan Erzincan, bu konumu sayesinde kendine has coğrafi ve stratejik özelliklere sahip olmuştur. Erzincan, en eski zamanlardan günümüze hem Anadolu’nun iç kesimlerinden güney - kuzey geçiş noktasında, hem de Anadolu yarımadasından Asya’nın içlerine kadar ulaşan doğu-batı yönlü en eski yol güzergahlarının kesişme noktasında yer almaktadır."
“KAÇAK KAZILAR VE BİLİNÇSİZLİK KÜLTÜREL MİRASI YOK EDİYOR”
Urartu kültürüne ışık tutacak kadar değerli küçük büyük buluntuları, çift sistemli sur duvarları, anıtsal mezar odaları ve daha birçok özelliği ile çıkan Altıntepe'nin, Urartu Devleti’nin kuzey bölgesindeki en önemli ve gösterişli yapısı olarak ortaya çıktığını belirten Doç. Dr. Özgül, "Çoğu zaman yerel ulaşım ağları ile Altıntepe’ye bağlanan ve kontrolü sağlanan kalelerde yapmış olduğumuz çalışmalarda, kale yapılarının çoğunun defineciler tarafından tahrip edildiğini ve kültürel mirasın yok edildiğine şahit olduk. Zaten deprem bölgesi olduğu için ayakta kalmakta zorlanan pek çok yapı, kaçak kazıcılar tarafından yok edilerek mimari yapılar iyice tanınmaz hale gelmiştir. Bu duruma iyi bir örnek Yollarüstü Kalesi ve kaya mezarı gösterilebilir. Kale, Erzincan-Erzurum karayolu üzerinde bulunan Kargın (Altunkent) beldesinin 3 kilometre batısında bulunan Yollarüstü köyünün hemen güneyinde yer almaktadır. İşlenmiş kesme taşlardan inşa edilen kalenin kesme taşları yerinden sökülerek köy evlerinin yapımında kullanılmıştır. Kale, Erzincan-Erzurum karayolunu kontrol altında tutabilen bir mevkide yer alır. Sansa Deresi’nin Tercan Ovası’na açıldığı bir yerde bulunması ve hemen kenarından Karasu Irmağı’nın geçmesi, kaleyi daha da stratejik bir hale getirir. Kale anakayanın yapısına uygun bir planda inşa edilmiştir. Zeminden yaklaşık 150 metre yüksekliğinde doğal bir tepenin üzerinde, ana kayalık alandaki taşların düzeltilmesi ile inşa edilen kalenin güney kısmındaki sur duvarlarının mimari izleri takip edilebilmektedir. Diğer kısımlara göre nispeten eğimin daha az olduğu batı kısmında 40 santim yüksekliğinde 1.80 santim genişliğinde 3 sıra halinde merdiven basamakları gözlenebilmektedir. Kalenin tepe kısmında sur yataklarından sökülen kesme taşlar dikkati çekmektedir. Yine aynı alanda kaçak kazı izlerinin yoğunluğu, bu kısımda keramiklerin gün yüzüne çıkmasına sebep olmuştur. Depremlerden dolayı üst kısımda yer alan sur duvar taşlarının yıkılıp aşağı doğru sürüklendiği tespit edilmiştir. Kalenin güneybatısında bir kaya odası tespit edilmiştir. Giriş bölümü tahrip edilmiş olan kaya odasının büyük bir bölümü toprakla dolmuş durumdadır. Bu nedenle kaya mezarının içine çok zor bir şekilde girilebilmiştir. 0.40-0.45 metrelik girişi bulunan kaya mezarının içinin toprak dolgu ile kaplanması nedeni ile mezar odası içinde ancak 0.80-0.90 metrelik yükseklik tespit edilebilmiştir. Tek odalı kaya mezarı 3.5 x 3.15 metre ölçülere sahiptir. Bilindiği üzere tek odalı kaya mezarları, Urartu’da yaygın olan bir ölü gömme uygulamasıdır. Bölgede benzer yapıdaki kaya mezarlarına, Çengerli, Çadırkaya, Üzümlü ve Taşbulak’ta da rastlanır. Kaya mezarının tüm uyarılara rağmen tahrip edilmesi bizim açımızdan esefle karşılanacak bir durum olmuştur. Bu şekilde yapılan tahribat sadece kültürel mirasın yok edilmesine sebep olmakla kalmıyor, aynı zamanda Urartu gibi bölgenin önemli bir siyasal gücü hakkındaki mimari kanıtların da yok olmasına sebep olmaktadır. Erzincan ve çevresinde kültürel mirasın yok edilmesi sadece Yollarüstü Kalesi ile sınırlı kalmamıştır. Urartu Devleti’nin kuzeybatı yayılımındaki son sınırlardan bir tanesi olan Refahiye’de de pek çok arkeolojik merkezde kültürel tahribatın izlerine şahit olmaktayız. 2011 yılında bölgede gerçekleştirdiğimiz yüzey araştırmalarında Refahiye’nin 14 km. kuzeybatısındaki Ortagöze Höyük’te Doğu Anadolu’nun en büyük kaçak kazı alanına rastladık. İş makineleri ile yapıldığı anlaşılan kaçak kazı alanı 17x12 metre boyutlarında ve 10 metre derinliktedir" ifadelerine yer verdi.
Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü’nden Doç. Dr. Oktay Özgül, araştırmasının sonuç kısmında da şu bilgilere yer verdi:
“Tek odalı kaya mezarı geleneğine bağlı olarak inşa edilen Yollarüstü Kaya Mezarının yol çalışmaları kapsamında yok edilmesi, kalenin mimari boyutunun ortaya çıkarılmasına büyük oranda engel olmuştur. Gerekli kurumlara ikazların yapılmasına rağmen duyarlılık gösterilmemesi de ayrıca üzerinde düşünülmesi gereken bir durumdur. Her türlü tahribat ve olumsuz duruma rağmen böylesinde stratejik bir öneme sahip kalede kazı yapılması, Urartu’nun bölgedeki askeri mimarisinin açıklığa kavuşturulmasında son derece önemli olacaktır.”